Nazım'la Vera...

By Şubat 20, 2016 , ,


Nazım'la Vera nikahlarına taksiyle gitmişler. Yanlarında şahitleri Tosiya da varmış. Nikah dairesine gelince Vera ve Tosiya inmiş taksiden ; Nazım parayı öderken, taksi şoförü sormuş : "Hayrola Nazım Yoldaş ?.. Evleniyor musunuz ?.." "Evet yoldaş, evleniyorum," demiş şair.. "Yahu," diye gülmüş taksici ; "bunca yıl hapiste yatmış adamsınız, bıkmadınız mı esaretten ?.." "Alıştım kardeş," demiş Nazım, "alıştım artık, ne gelir elden ?.." Nazım, gönüllüsüydü bu esaretin.. En güzel şiirlerini, başı sevda bulutlarında iken yazıyordu.. Her seferinde çocuksu bir heyecanla "aşk" denilen sihirli iksirin peşine düşüyor, bulunca delirmişçesine içiyor, başı dönerken mısralar diziyor, iksirin etkisi geçince ayılıyor ve "esaret"i hızla "ihanet"e dönüştürüyordu.. Kaleminin mürekkebiydi aşk ; onu, öptüğü kadınlardan damıtıp kağıda akıtıyor ; kalemi yazmaz olunca da mürekkebin azaldığını hissedip yeniliyordu.. Hayatına giren her yeni kadını "ilk ve en büyük aşkı" olduğuna inandırıyor ; hatta buna kendisi de inanıyordu.. İşte o yüzden şiiri "rengarenk" idi : Bir mektupta "Kızıl saçlı bacım" dediği eşi Piraye'ye yazdığı bir başka mektuptaki şiirinde, "Ben bir ceylana vuruldum Ceylanların kara olur gözleri Benimki yeşil ela" dizelerini yazıvermişti.. Oysa Piraye ela gözlü değildi !.. Cezaevinden çıkınca doğru "ela gözlü"süne koştu, yani Münevver'e.. Ama o da, Piraye'nin neler çektiğini yıllar sonra bizzat yaşayacak ve öğrenecekti.. Çünkü bu kez de kendisi varken, "Saman sarısı saçlar ve mavi kirpikler" girmişti şiirine.. Kimilerine göre, Nazım'dan 30 yaş genç olan Vera, şairin ölümünü hızlandırmıştı. Vera'dan önceki sevgilisi Doktor Galina, "Nazım beni terk etmese 20 yıl daha uzun yaşardı, ama şiir yazamazdı.." diyor !..

(CAN DÜNDAR)

Bunları da Beğenebilirsin

0 comments

Yorum yaptığınız için teşekkür ederiz.