Türk-Alman Dostluğu
Osmanlı Devleti 1730'dan sonra siyasi, askeri ve teknik açıdan Fransız nüfuzuna sahne olmuştu. Bu sıralarda Avrupa'da henüz ağırlığı olmasa da Büyük Friedrich'in Prusya'sı emin adımlarla kendine yer açıyordu. Prusya'nın etkisini hisseden ve desteğini değerlendirmek isteyen Osmanlı Devleti, bir Hristiyan devletle ilk ittifak anlaşmasını 1790'da Prusya ile imzalamıştır. Bu ilk somut ittifak, Sultan İkinci Mahmud devrinde Alman General Helmut von Moltke ve maiyetinin Osmanlı Ordusunda görev almalarına kadar giden bir sürecin başlangıcıdır.. 1880'lerde Bismarck'ın Osmanlılara pek yüz vermeyen politikasına rağmen Alman teknik ve askeri heyetleri Türkiye'de çalışmaya başladı. Bunlar 1918'de ülkemizi terk ettiklerinde sayılarının 25 bine ulaştığı görüldü..
1916'da Türkiye'de bir Türk-Alman Dostluk Cemiyeti kuruldu ve nizamnamesi yayımlandı. Buna göre Dostluk Yurdu binasının inşası için gereken meblağı vermiş olan zevat, Dr. Robert Bosch, Dr. Boettinger, Prof. Dr. Ernest Jaeckh olarak belirlendi. Bunlar cemiyetin değişmez üyeleri olarak tescil edildi ve vefatlarında mirasçılarının da aynı haklara sahip olacakları kabul edildi.. Nizamnameye göre cemiyetin Heyet-i Fahriyesi (Onur Kurulu) Sadrazam Prens Said Halim Paşa, Almanya'nın Dersaadet Büyükelçisi Kont Wolf-Metternich, Hariciye Nazırı Halil Beyefendi'den ibaretti. Ayrıca, Heyet-i Hamiye (Himaye Edenler Kurulu) oluşturuldu. Enver Paşa'nın fahri başkanı olduğu bu heyetin üyeleri Talat Bey, Cemal Paşa, Müşir Baron von der Goltz Paşa, Müşir von Usedom Paşa, Almanya Sefaret Müsteşarı Baron von Neurath'dan ibaretti..
Binanın temel atma töreninde Alman Feldmareşal von Mackenzen'in telgrafı da okunur : "Türkiye Türklerindir. Almanlar da Türklerin en iyi dostlarıdır.." Telgraf metnindeki, sonradan slogan halini alacak "Türkiye Türklerindir" sözü ilk defa bu merasim sırasında dile getirilmiştir..
(SİNAN ÇULUK, #tarih dergisi, Mart-2016)
0 comments
Yorum yaptığınız için teşekkür ederiz.